türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi var mı 9

Prof Dr. Ersan ŞEN: Kumar, Bahis ve Şans Oyunları Oynatma Suçu

Bu mahkemenin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olması gerekmektedir. İtiraz, hükmü veren Disiplin mahkemesinin teşkilatında kurulduğu komutana veya askeri kurum amirine yapılır. İtiraz sebepleri yazılı olarak verilebileceği gibi sanığın en yakın amirine yapılacak beyan üzerine düzenlenecek bir tutanak şeklinde de olabilir. İtiraz kural olarak hükmün kanuna aykırılığı sebebine dayanır. Hukuki bir kuralın uygulanmaması yahut yanlış uygulanması kanuna aykırılıktır. Maddesinde; “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanır” denilmektedir. Temel hâk ve hürriyetler kullanılırken, kamusal, iktisâdi, teknolojik şartlar gibi unsurlar hakkın kullanım şeklinde doğal olarak belirleyici rol oynar. Bu şartların varlığı ve hakkın kullanımına yön vermesi, hakkın kısıtlandığı anlamına gelmez. Fıkrası bu düşünce doğrultusunda kaleme alınmış bir uyarma ve tespit hükmü içermektedir. Anayasa’nın 2.maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olduğu vurgulandıktan sonra, 24.

  • Yazar bu sonuca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin özelliğinden hareketle varmaktadır[470].
  • (6) Disiplin soruşturmacıları ve heyeti, kendilerini görevlendiren disiplin amiri adına; disiplin soruşturmasıyla ilgili bilgi ve belgeleri toplama, savunma alma, tanık dinleme, bilirkişi görevlendirme, keşif yapma, hâkim veya savcı kararı gerektirmeyen durumlarda kriminal inceleme yaptırma da dâhil olmak üzere her türlü inceleme yapma ve ilgili makamlarla yazışma yetkisini haizdir.
  • CMK m.135 ila 138’de, iddiaya konu suçla ilgili somut delillere ulaşma veya elde edilen somut delilleri desteklemek suretiyle suçun azmettiricisine veya yardım edenine ulaşma veya şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kabul edilmiştir.

Bu yasağa aykırı borçlanmak disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Sözle saygısızlık etmek fiili aylıktan kesme ceza­sını gerektirmektedir. Dolayısıyla, sözle saygısız­lıktan daha ağır olarak nitelenebilecek fiiller küçük düşürücü vasıfta kabul edilmeli ve kademe ilerlemesinin durdu­rulması cezasının uygulanmasına esas alınmalıdır. Devlete ait bina ve yerler, yetkililerden önceden izin alınmadan, her­hangi bir toplantı, tören ve benzeri amaçlarla kullanılamaz. Aksi­ne hareket halinde, kullanılmasına yardımcı veya vasıta olan memurlara aylıktan kesme cezası verilebilir\. Canlı casino oyunlarıyla gerçek bir kumarhane deneyimi yaşa. paribahis\. Bu durumda ister sicil amiri ister disiplin amiri olsun fark etmemektedir. Ancak görev dışında amire hal ve hareketleriyle saygısız davranmak bu suçu oluşturmaz[187]. İşine önem vermeme, işiyle ilgili hususlara karşı ilgisiz olma ve lakayt davranma bu bentteki suçu oluşturur. Aynı şekilde iş sahiplerine karşı böyle bir tutum içine giren memur da disiplin suçu işlemiş sayılır[180]. Maddesinde de belirtildiği gibi, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını, görev içindeki ve görev dışındaki davranışlarıy­la göstermek zorundadırlar[174]. Bu bentte geçen “özür” kavramının ne anlama geldiği belirsizdir.

Kavramları ve başlıkları tartışmaya açmaktan ziyade içerikle ilgilenmekle birlikte, Anayasada “yenilenme” kavramı kullanılsa da, neden “erken seçim” kavramını kullanmayı tercih ettiğimizi bir cümleyle kısaca açıklamak isteriz. Vaktinde, yani 5 yılda bir yapılmayan her seçim esasen erken yapılmış, vaktinden önce gerçekleştirilmiş seçim olarak tanımlanır. FETÖ/PDY tarafından gizli haberleşme programı olarak kullanıldığı kabul edilen “ByLock” ile ilgili kararların kamuoyuna yansıdığı ve bu karar üzerinden “ByLock” programının delil değerinin ve gücünün tartışıldığı görülmektedir. Bunun anlaşılabilmesi için yazımızda; “göçmen” kavramına, uluslararası koruma türlerinin neler olduğuna ve kapsamlarına yer vereceğiz. Sahtekarlık suçları 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu′nun İkinci kitabının “Ammenin İtimadı Aleyhine Cürümler” başlıklı Altıncı Babının “Evrakta Sahtekarlık” isimli Üçüncü (m.339 ila m.349), “Hüviyet Cüzdanı ve Nüfus Tezkeresi, Pasaport, Ruhsatname, İlmühaber, Şahadetname ve Beyannamelerde Sahtekarlık” başlıklarında Dördüncü (m.350 ila m.357) Fasıllarında düzenlenmiştir. Belgede sahtecilik suçu ise; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” isimli Dördüncü Bölümünde, m.204 ila m.212’de öngörülmüştür. 2011 yılının Haziran ayında çiftin ilişkisi kötüleşmeye başlamış, başvurucu kalıcı olarak İspanya’da yaşamaya karar vermiş, bu kapsamda Madrid mahkemesine eşiyle müşterek çocuklarının velayetini almak için tedbir kararı verilmesi ve boşanmak için gerekli işlemlerin yapılması için başvuruda bulunmuştur. Hükümlünün yasal olarak Covid iznine ayrılma hakkı bulunmamasına rağmen, sehven bu izinden faydalandırılması halinde dışarıda geçirdiği sürelerin infazdan sayılıp sayılmayacağı tartışılabilir. Maddelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Cumhurbaşkanının seçimine ilişkin genel çerçeve çizilmiştir.

Bunlar; “disiplin subayı”, “teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutan” ve “disiplin mahkeme başkan ve üyeleri”dir. Disiplin kovuşturmasındaki etkileri nedeniyle bu süjelerin yetki ve görevlerinin ayrı ayrı incelenmesi sonucunda disiplin kovuşturmasının da özellikleri ortaya çıkacaktır. Seferberlik ve savaş halinde teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutan veya askeri kurum amiri, disiplin mahkemesince verilen cezanın yerine getirilmesini, hükümlünün askerliğinin bitimine veya seferberliğin sona ermesine veya barışa kadar geri bırakabilir. Maddesine bağlı EK-1 cetvelden uyarı cezasının herkese (er, erbaş, uzman erbaş, uzman jandarma, askeri öğrenci, devlet memuru, astsubay, subay, general ve amirallere) verilebileceği anlaşılmaktadır. Devlet memurları, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun[212] ilgili hükümlerine uygun mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Bu yü­kümlülüğe uymayanlara, disiplin cezasının yanı sıra adı geçen ka­nundaki cezalar verilir. Daha önceki açıklamalarımızda belirttiğimiz gibi, Dev­let memurları, müracaat ve şikâyet hakkına sahip­tirler.

Sözleşme kapsamında yaşama hakkının ve sınırlamaların kapsamı özetlendikten sonra askeri mevzuatta yer alan yaşama hakkını ihlal edebilecek nitelikteki düzenlemeler ve bunların sözleşmeye uygunluğu irdelenecektir. Madde 15/2′ ye göre, savaş halinde, hukuka uygun savaş eylemlerinin sonucu olarak meydana gelen ölüm olayları da sözleşmenin 2. Maddesinde öngörülen yaşama hakkının çiğnenmesi niteliğinde değildir. Maddesinde “yaşama hakkı” konusunda öngörülen sınırlamalar (istisnalar) “kısıtlayıcı” niteliktedir, bu istisnai hallerin dışında insan hayatına kasten son verilemez. AİHS’de düzenlenen temel hak ve özgürlükler incelendiğinde; 2. Maddede düzenlenen Yaşama hakkının ihlali sayılmayacak haller arasında , kanun emrini yerine getirmek, ayaklanma ve isyanları bastırmak sayılmıştır. Ancak sözleşmeye göre öldürme ancak başka çare kalmamışsa meşru sayılabilir.

6 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanunun 1. Maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen Geçici m.14, hem özel yetkili ağır ceza mahkemelerini ve hem de Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerini kaldırmıştır. Bu mahkemelerin kaldırılma gerekçesi; “Adil yargılanma konusunda ülkemizde yaşanan tartışmaların başında, devlet güvenlik mahkemeleriyle başlayıp Ceza Muhakemesi Kanunu m.250 ve Terörle Mücadele Kanunu m.10 uyarınca kurulan ağır ceza mahkemeleriyle devam eden özel yetkilere sahip mahkemeler ve cumhuriyet savcıları eliyle yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar gelmektedir. Ayrıca, özel yetkilere sahip ağır ceza mahkemeleri uygulaması sonucunda, üç farklı ağır ceza mahkemesi ortaya çıkmış ve toplumda adeta özel hakim, özel mahkeme, özel savcı nitelemeleri yapılmak suretiyle hakim ve cumhuriyet savcıları arasında fiili olarak hiyerarşik bir algı ortaya çıkmıştır. Yer bakımından yetki kuralları; yargı çevrelerinin, ülke mahkemeleri arasında coğrafi olarak dağılımını ifade ederek, kovuşturmaya konu suçun hangi yer mahkemesinde görülmesi gerektiği sorununu çözümler. Bu bölünme uyarınca her mahkemenin yetkisi, kendisine düşen coğrafi alanla, bir başka ifadeyle yargı çevresi ile sınırlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yetkili mahkeme” başlıklı 12. Maddesi temel yetki kurallarını, “Özel yetki” başlıklı 13. Ceza ve disiplin yargılamalarının birlikte yürütülmesi hususu tartışılmadan önce, “memur” kavramına açıklık getirmek yerinde olacaktır, çünkü ülkemizde “memur” kavramının mevzuatta farklı tanımlarını görmek mümkündür. Maddesinde, “(1) Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Yeni TCK ile yasa koyucu, ceza politikası anlamında bir tercihte bulunmuş ve önceden ceza kanunu içinde yer alan kabahatleri kanun kapsamından çıkarmış ve kabahat suçları kapsamına almıştır. Ancak bazı suçlar kabahat olarak ayrı düzenlenmekle birlikte farklı (nitelikli) boyutuyla hala ceza kanunu kapsamındadır. Maddesinde de; belediye emirlerine uymama fiiline idari para cezası verileceği ve bu cezayı belediye encümeninin vereceği düzenlenmiştir. Bu durumda belediyelerde emirlere uymama fiilinin cezasını kimin vereceği Kabahatler Kanununda net olmamakla birlikte Belediye Kanununun 34/e ve 1608 Sayılı Kanunun 1. Maddesi birlikte değerlendirilince tereddütsüz encümenin yetkili olduğu sonucuna varılmaktadır. [679]  İYUK’un yürütmenin durdurulması konusunu düzenleyen 27.maddesinin 4001 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki halinde yürütmenin durdurulmasına doksan gün içinde karar verilebileceği belirtilmiş iken, 4001 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile yürütmenin durdurulması kararının süreye bağlı olmadan verileceği ilkesi benimsenmiştir. [606] Gölcüklü-Gözübüyük, s.324 vd.; Sağlam,  s.94; Aksi görüşe olan yazarlar, Anayasa’nın 90. Maddesi uyarınca bir kanunla onaylanan uluslararası sözleşmeler gibi üye ülkelerce benimsenenler dışındaki milletlerarası hukuk kurallarının doğrudan ceza hukukunun kaynağı olamayacağını ileri sürmektedir (Ersan Şen, Anayasa Mahkemesi Kararlarında Ceza Hukuku, Ceza Özel Hukuku, Ceza Yargılaması Hukuku, Ceza İnfaz Hukuku, İstanbul 1998, s.20).

Siyaset, yargıyı ele geçirmek veya kontrolü altına almak ister, fakat bağımsız ve tarafsız yargı asla teslim olmaz. Anayasa m.148/3’e göre; herkes, Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerinden, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi kapsamına giren herhangi birisinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilir. Maddesine göre;“Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır”. Vergi Usul Kanunu m.359/a veya b’nin, yani suça konu aynı fiilin birden fazla işlenmesi ise dikkat çekicidir. Çünkü burada, aynı fiille birden fazla farklı suç işlenmemiş, aynı suç işlenmiştir.

Davanın ciddiyeti, taraf Devletlerin gelenekleri ve AİHS’nin kişinin fiziksel özgürlüğüne atfettiği önem bunu gerektirmektedir[742]. AYİM’nin ilk özelliği taşıyan bu kararından sonra, YAŞ kararlarını “yokluk teorisi” ile sınırlı olarak denetlemiş ve disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle ayırma işlemi uygulanan personel hakkındaki YAŞ kararlarının yok hükmünde olduğuna karar vermiş ve bu astsubayların sağlık nedeniyle emekli edilmelerini sağlamıştır[708]. AYİM istikrarlı bir şekilde YAŞ kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu ancak yok hükmünde olup olmadıkları açışından denetime tabi tutulabileceğini kararlarında belirtmektedir[709]. Bu düzenlemeden görüleceği üzere Danıştay’da olduğu gibi AYİM’de de Başsavcılık düşünceleri taraflara tebliğ edilmemekte, tarafların düşünceye karşı diyecekleri sorulmamaktadır. Yargılama usulündeki bu durumun adil yargılama ilkesini ihlal edip etmediği konusu AİHM tarafından tartışılmış Danıştay uygulaması hakkında Meral/ Türkiye davasında[691] AYİM uygulaması hakkında ise Dikel/Türkiye davasında[692] karara bağlanmıştır. Kanaatimizce yapılan yasa değişikliği, adil yargılama ilkesini karşılayacak yeni güvenceler getirmiştir. İlke olarak bütün belgelerin taraflara açık olduğu belirtildikten sonra, bunun istisnaları sayılmış, bu istisnaların yerinde olup olmadığı konusunda ise taraflara itiraz hakkı tanınarak son söz Mahkemeye bırakılmıştır. Bu düzenleme ile Türkiye Cumhuriyeti yüklü miktarda tazminat ödemekten kurtulmuştur.

Leave a Reply

Your email address will not be published.